Bu makalede ele alınan konular hakkında hızlı bir genel bakış.

Zirai dondan zarar gören ürünler ve kriz yönetimi

Güncelleme: Nis 22, 2025

Yaşanan zirai don felaketi ne yazık ki yine doğru yönetilemiyor. Dünyanın birçok ülkesinde bu tür felaketler yaşanıyor. Çiftçiyi, üretimi desteklemek için herkes seferber oluyor. Destek paketleri açıklanıyor. Bunlardan ders çıkarmak gerekir. “Hasar yok”demekle hasar yok olmuyor.

  • Zirai don çiftçinin kabusu oldu

    Zirai don çiftçinin kabusu oldu

    14 Nisan 2025·
  • Tarımda zirai don zararı büyüyor

    Tarımda zirai don zararı büyüyor

    24 Şubat 2025·

İklim krizine bağlı olarak yaşanan felaketlerin sayısı ve etkisi her geçen gün artıyor. Bu felaketlere hazırlıklı olmak, zamanında önlem almak kadar, felaket yaşandıktan sonra yaşanan krizin yönetimi, hasar tespiti ve bu hasarın karşılanması da çok önemli. Son zirai don felaketinde yaşananlara bakılırsa hasarın boyutunun tespitinde, çiftçinin zararının karşılanmasında ciddi eksiklikler var.

Türkiye, Şubat, Mart ve Nisan’da olmak üzere kısa sürede 3 farklı zirai don felaketi yaşadı. İlk olarak 21-25 Şubat tarihlerinde Adana, Mersin ve Hatay’da etkili olan zirai dondan sert çekirdekli meyveler, patates, marul, limon, portakal, sera ürünleri, buğday, arpa, mısır olmak üzere çok ürün zarar gördü. İkinci olarak 21-22 Mart’ta Ege Bölgesi’nde yaşanan zirai dondan üzüm bağları, erkenci çeşit meyveler ciddi zarar gördü. Asıl büyük felaket 9-13 Nisan tarihlerinde yaşanan zirai don oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre 34 ilde, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne göre 65 ilde etkili olan bu zirai don felaketinden meyveler başta olmak üzere ekili, dikili birçok ürün zarar gördü.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın açıklamasına göre zirai dondan zarar gören sadece 16 meyve var. Bunlar; armut, ayva, badem, ceviz, elma, erik, fındık, kayısı, kiraz, limon, mandalina, nektarin, portakal, şeftali, üzüm ve fıstık.
Tarım teşkilatının tespitleri, paylaşımları ve sahadan aldığımız bilgiler en çok etkilenen ürünlerin kayısı, elma, fındık, kiraz, şeftali, nektarin gibi meyveler olmakla birlikte buğday, arpa, erken ekilen şekerpancarı, mısır ve diğer ürünler de zarar gördü.

Zarar gören sadece 16 meyve mi?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ısrarla son 30 yılın en düşük hava sıcaklığının yaşandığı zirai dondan sadece 16 meyvenin zarar gördüğünü söylüyor. Buğday, arpa, şekerpancarı, mısır, karpuz, marul, patates ve diğer ürünlerdeki zarar ise görmezden geliniyor. Kaldı ki hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar devam ederken ve daha net bilgi alınmadan sadece meyvelerin zarar gördüğünü söylemenin anlamı ne?

Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri zirai don felaketinin yaşandığı günden beri sahada ve tespit çalışmalarını yapıyorlar. Yaptıkları tespitlerde hububat ve diğer ürünlerle ilgili zarar olduğu görülüyor.

Zirai don felaketinden sonra Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı önce en fazla zarar gören ürünlerden birisi olan kayısının yoğun üretildiği Malatya’da daha sonra da yine en çok zarar gören ürünlerden fındık üretiminin olduğu Giresun’da açıklamalar yaptı.

Bakanlığın internet sayfasında da yayınlanan Giresun’daki konuşmasında küresel iklim değişikliğinin etkisinin artık yadsınamaz bir gerçek olduğunu belirten İbrahim Yumaklı özetle şunları söyledi: “Son 30 yılın en düşük sıcaklığı kayıtlara geçmiş oldu. Artık bundan sonra da çok farklı vesilelerle belki kimi yerde zirai don, kimi yerde sel, taşkın ya da kuraklık gibi farklı şekillerde bu iklim etkisi karşımıza gelmiş olacak. Tarihin en büyük don olayından bahsediyoruz, 34 ilimiz etkilendi. Giresun da dediğim gibi bu illerden bir tanesiydi, özellikle belli bir rakımın üzerindeki tarlalar, bahçeler çok daha fazla etkilendi. Daha ilk andan itibaren ekiplerimiz sahadaydı.”

Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar etkilenmedi iddiası

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, konuşmasının devamında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar gibi stratejik ürünlerde etkilenme olmadığını belirterek: “Bu olaydan sonra gerçekliği maalesef bizim tarafımızdan bu şekilde olmadığı ifade edilen hususların tekrar tekrar gündeme getirildiğini görüyoruz. Ne peki bu? Bu zirai don olayında etkilenen sadece meyve türleri oldu, bu bahsetmiş olduğum 16 tür. Bunun dışında ülkemiz için önemli olan stratejik ürünler diye tabir ettiğimiz buğday, arpa ve benzeri hububat, fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller, ayçiçeği ve kanola gibi yağlı tohumların etkilenmesi söz konusu olmadı. Yani şöyle bir ibare var, kullanılıyor bu, ‘Artık yurt dışına bağımlıyız, gıda arz güvenliği açısından çok büyük sorun olacak ülkemizde.’ Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bahsetmiş olduğum etki bu ürünlerde oldu, bu ürünlerin yetiştirildiği illerde oldu. Ülkemizin herhangi bir şekilde gıda arz güvenliğine ilişkin problem yaşaması söz konusu değil. Bu sözleri söyleyenlerin amaçlarını kendilerine bırakıyorum.

Hatta ben bu uyarıyı yaptıktan sonra, ‘Köylüye niye böyle söylüyorsun?’ diyorlar diye de başka dedikodu yayılmaya başladı. Benim burada bahsettiğim üreticiler, köylüler, çiftçiler değil; sorumluluk sahibi olması gereken, temsiliyeti olanların bu konulardaki açıklamaları. Bunun ne üreticiye ne tüketiciye faydası var, sadece tabiri caizse kaos ortamı oluşturmakla ilgili bir niyet. Hiçbir şekilde bunlara itibar edilmemesini özellikle istirham ediyorum.” dedi.

Sahadan gelen bilgi ve görüntüler Bakan’ı doğrulamıyor

Bakan Yumaklı, ısrarla diğer ürünlerde zarar olmadığını söylüyor. Çiftçilerden gelen görüntüler, videolar aksini söylüyor. Daha da ilginç olanı zirai don zararının yaşandığı il ve ilçelerde bakanlık temsilcilerinin yaptığı tespitler ve paylaşımlarda da başka ürünlerde de zarar olduğunu gösteriyor.

Basit bir araştırma ile bunu görmek mümkün. Tarım il ve ilçe müdürlüklerinin hasar tespit çalışmaları ile ilgili sosyal medya paylaşımlarında meyveler dışında da ürünlerin zarar gördüğü çok net görülüyor. Diğer ürünlerin meyveler kadar zarar görmediği söylenebilir. Ama meyveler dışında hiçbir ürünün zarar görmediğini söylemek kesinlikle doğru değil.

TMO’ya göre hububatta zarar ve kalite kaybı var

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yeni yayınladığı “Hububat ve Bakliyatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizi/ Mart 2025 Değerlendirmesi “ başlıklı raporda hububat ile ilgili zarardan söz ediliyor.

Raporda zirai don ile ilgili olarak Hatay ve Adana’daki zarar şu sözlerle ifade ediliyor: “Hatay’da kuraklık ve dondan zarar gören üreticilerin bir kısmı tarlalarını sürerek yeni ürünler ekmeye başlamıştır.

Adana’da zirai don, yüksek hava sıcaklıkları ve yağışın yetersiz olması sebebiyle, erken ekiliş yapılan bazı alanlarda hububat kardeşlenme evresinde kuruyarak zarar görmüştür.

Hatay, Adana’nın bazı ilçeleri, Osmaniye ili ve tüm ilçelerinde, mevsim normallerinin altındaki yağışlar ve Şubat ayında yaşanan zirai don nedeniyle hububat ekilişlerinde bir miktar verim ve kalite kaybı yaşanacağı değerlendirilmektedir.”

TMO’nun raporuna göre, sadece Hatay ve Adana’da değil, Konya’da lokal düzeyde olumsuz etkilenmenin olduğu belirtilerek şu değerlendirmeye yer veriliyor: “Konya’da Mart ayı sonunda yaşanan zirai don hububat gelişiminde olumsuz bir duruma yol açmamıştır, ancak Nisan ayında yaşanan zirai don hadisesi hububatı lokal alanlarda çok sınırlı da olsa yer yer olumsuz etkilemiş, tespit çalışmaları devam etmektedir.”

Raporda, zirai dondan zarar gören buğday tarlası görüntüsü de yer alıyor. Genel değerlendirme bölümünde ülke genelinde Mart ayının son günleri ile Nisan ayının başında yağmur ve kar şeklinde gerçekleşen yağışlar, kurak geçen Mart ayına rağmen hububatın gelişimi açısından oldukça olumlu katkı sağlamıştır. Nisan ayı fenolojik raporumuzda bu durum daha geniş değerlendirmeye alınacaktır. “

Tarım teşkilatına göre başka ürünlerde de hasar var

Uşak Tarım İl Müdürlüğü’nün Facebook sayfasında yer alan paylaşımda şekerpancarında hasar olduğu ifade ediliyor. Paylaşımda şöyle deniliyor: “Müdürlüğümüz personellerince önceki hafta meydana gelen soğuk havanın etkisiyle oluşan zirai don tespit çalışmaları devam etmektedir. Yapılan arazi kontrollerinde ilimizde ekimi en çok olan arpa, buğday, haşhaş ve nohut alanlarının zirai dondan etkilenmediği, erken ekilen şeker pancarı ekiliş alanlarının bir kısmının zirai dondan etkilendiği gözlemlenmiş olup önümüzdeki günlerde de tespit çalışmalarımız devam edecektir.”

“Zarar yok” denilen ürünler için çiftçilerden hasar başvurusu isteniyor

Denizli Acıpayam İlçe Tarım Müdürlüğü’nün açıklamasında meyveler dışında da zirai don zararı olduğu ifade ediliyor. Paylaşımda saha kontrolleri sonucunda görülen, tespit edilen zarar aynen şöyle anlatılıyor:

“ ÜRETİCİLERİMİZİN DİKKATİNE !!!!!
11-12-13/04/2025 tarihlerinde ilçemiz genelinde hava sıcaklıklarının mevsim normalleri altına düşmesi sonucu ve müdürlüğümüz personellerince yapılan saha kontrolleri sonucunda Badem, Şeftali, Nektarin, Erik, Kiraz, Ceviz, Elma, Bağ, Soğan, Haşhaş ile yeni ekiliş yapılmış olan Yonca ve Şeker Pancarı ürünlerinde kısmen zirai don zararı olduğu gözlemlenmiştir. Zirai Dondan Ürünleri Etkilenen üreticilerimiz yerinde tespit yapılabilmesi için, İlçe Müdürlüğümüze dilekçe ile başvuruda bulunması gerekir. Son başvuru tarihi 22 Nisan 2024”

Adana ‘da buğday ve arpa eken çiftçilerin zirai don zararı için 30 Nisan’a kadar ilçe tarım müdürlüklerine başvurmaları isteniyor.

Hasar tespiti tamamlanmadan “zarar yok” demek doğru mu?

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Tarım teşkilatı zirai don yaşandığı günden beri sahada ve hasar tespit çalışmaları yapılıyor. Bu tespitleri dikkate almadan “sadece 16 meyvede zarar var diğer ürünlerde yok” demenin amacı ne?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, meyvelerde zararın daha fazla olduğunu diğer ürünlerde daha az etkilenme olduğunu ve hasar tespiti tamamlandıktan sonra net bir açıklama yapacaklarını söylese anlaşılabilir. Fakat daha tespit tamamlanmadan, tarım il ve ilçe müdürlükleri, meyveler dışındaki ürünlerde de zarar olduğunu paylaşırken, Toprak Mahsulleri Ofisi, kısmi ve lokal olarak hububatta zarar olduğunu belirtirken “zarar yok” demek ne kadar inandırıcı olabilir.

Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda zirai don zararı Türkiye’nin gıda güvenliğini tehlikeye düşürecek, ithalatını, ihracatını derinden etkileyecek boyutta değil elbette. Ama “zarar yok” demek doğru değil. Zarar gören çiftçiye haksızlık olur.

Özetle, yaşanan büyük bir felaket ne yazık ki yine doğru yönetilemiyor. Dünyanın birçok ülkesinde bu tür felaketler yaşanıyor. Çiftçiyi, üretimi desteklemek için herkes seferber oluyor. Destek paketleri açıklanıyor. Bunlardan ders çıkarmak gerekir. “Hasar yok”demekle hasar yok olmuyor.

 

Bu makale ile ilgili yapılan yorumlar

En Son Yayınlanan Makaleler